Cemal Süreya'nın Hayatı
Cemal Süreya'nın Hayatı
Cemal Süreya, 1931 Erzincan doğumludur. Asıl adı Cemalettin Seber’dir.
Cemalettin’in annesi Gülbeyaz Hanım, babası Hüseyin Beydir.Cemalettin, ailenin en
büyük çocuğu olarak dünyaya gelir.Ailenin diğer çocukları Kemal, Perihan, Ayten’dir.Kemal, çocukken ölür.
Şeyh Sait isyanından sonra devam eden bir dizi Kürt isyanı, ailenin
1938’de Erzincan’dan sürgün edilmesine sebep olur.Yük vagonunda uzun
bir tren yolculuğuna çıkılır.Bu tren yolculuğu “Kişne Kirazını ve Göç,
Mevsim” şiirine de aksetmiştir: “Ben bir yük vagonunda açtım gözlerimi”
(Süreya 2005: 81).
Zorunlu göç Bilecik’te biter. Aile, Bilecik’te yaşamaya başlar. Hüseyin
Bey, ağabeyi Memo ile birlikte nakliyecilikle uğraşır.Ailenin
Bilecik’ten ayrılması yasaktır.Gülbeyaz Hanım 23 yaşında ölür. Bu
sırada yedi yaşında olan Cemalettin, annesinin ölümünden sonra iyi bir
eğitim alması için halasının yanına İstanbul’a
gönderilir.Beyoğlu 37. İlkokuluna başlar:
“Ben ilkokula bir yıl geç gittim. Hastaydım. Gittiğim zaman okumayı yazmayı
her şeyi biliyordum. Hatta amcam bana beş sıfırlı rakamlarla matematik yapmayı bile
öğretmişti. Bu yüzden birinci sınıfta arkadaşlarımla aramızda büyük bir fark vardı. O
fark hep devam etti. Bu beni tembel olmaya götürdü. Ama bir yandan da dışardan
okumaya götürdü.” (Süreya 1993: 12)
1942 yılında on bir yaşındayken tekrar Bilecik’e
gönderilir.Babası karayollarında çalışmaktadır. Bilecik Birinci
İlkokuluna yazdırılır.Okula uyum problemi yaşar.Hüseyin Bey, karısının
ölümünden altı sene sonra Esma Hanımla evlenir. Üvey anne ile
Cemalettin ve kardeşlerinin yıldızları barışmaz. Esma Hanım, çocuklara
eziyet
eder. “11 Beyit” şiirinde yapılan kötü muamele şöyle anlatılır: “Kuyuya sarkıtan kadın/
Saçından kavrayıp kızkardeşimi” (Süreya 2005: 267)
Daha sonradan ilk eşi olacak olan Seniha Nemli ile ortaokul ikinci
sınıfta tanışır.Seniha Nemli’nin ailesi, o yıl Bilecik’e taşınmıştır.
Seniha, Cemalettin’in sınıfına verilir.Süreya, ortaokuldan mezun olunca
1947-1948 eğitim öğretim yılında Haydarpaşa Lisesine yazılır. Bu okulda
da parasız yatılı okur.Hafta sonu tatillerinde kardeşlerini ziyaret
etmeye gider. Ama üvey annesi görüşmelerine engel olur. Sürekli problem
çıkaran Esma Hanım, mahallede çıkan bir olay sonucu evden kaçar.
Sonraları Hüseyin Bey, Refika Hanımla evlenir.Cemalettin, liseyi iyi
dereceyle bitirir. Mülkiye (Siyasal Bilimler Fakültesi)’ye Maliye ve
İktisat Bölümüne kaydolur. En yakın arkadaşları Sezai Karakoç, Hasan
Basri,Muzaffer Erdost, Nihat Kemal Eren’dir.Cemal Süreya, 1952’de
Seniha Nemli ile nişanlanır. Bir sene sonra da evlenirler.1954 yılında
Mülkiye’den mezun olur. Eskişehir Vergi Dairesinde stajyer olarak
göreve başlar. Seniha Nemli ile evliliği sıkıntılıdır. Süreya’nın maddî
durumu iyi değildir.Üstelik aralarındaki eğitim farkı evliliği zora
sokmaktadır. Süreya, zaman zaman şiddete başvurur. Karısıyla arasının
bozuk olması onu başka maceralara iter. Bu boşlukta aynı iş yerinde
çalıştığı, “Üvercinka” diye isimlendirdiği kadına âşık olur.
Onu arkadaşlarından kimse tanımaz, bilmez. Şairi çok etkilemesine
rağmen Üvercinka’yla ilişkisi çok kısa sürer. (Perinçek- Duruel 1995:
97).1955’te kızı Ayçe dünyaya gelir. Müfettişlik sınavına girer ve
kazanır. Müfettiş yardımcısı olarak İstanbul’a atanır. (Perinçek-
Duruel 1995: 107-108).
Süreya’nın bütün zamanı vergi dairesi, edebî çalışmaları ve kızı Ayçe
arasında geçer. Seniha ile geçimsizliği had safhadadır. Dayağa karşı
dayanacak gücü kalmayan Seniha, baba evine döner.1958’de Maliye
Müfettişliğine atanır. Süreya, Seniha ile tekrar bir araya gelir.Kız
kardeşi Ayten’i de yanlarına alır. Ama Ayten ile Seniha geçinemez.
Ayten, tekrar geri gitmek zorunda kalır. Seniha ile Süreya’nın
geçimsizliği boşanma kararıyla
neticelenir. Seniha, kızıyla beraber baba evine döner. Süreya, Ayten ve
üvey annesi Refika Hanımla beraber yaşamaya başlar.1959 Temmuz ayında
50. dönem yedek subay olarak askere gider. 31 Aralık
1959’da asteğmen, 30 Haziran 1960’ta teğmen olur.31 Aralık 1960’ta
terhis olur. 1961 Kasım ayında Paris’e görevli olarak gönderilir.
1967 yılında Zuhal Tekkanat’la evlenir. Zuhal Hanım, Yelken
dergisinde düzeltmenlik yapmaktadır. Süreya, dergiye sık sık
gitmektedir. Arkadaşlık evlilikle sonuçlanır.Oğlu Memo Emrah, Kasım
1969’da dünyaya gelir. Süreya, memuriyete dönmek zorunda kalır.
İstanbul Hocapaşa Vergi Dairesinde işe başlar. Sonra Ankara’ya
Maliye Tetkik Kuruluna atanır. Eşini İstanbul’da bırakarak görevine
başlar. Ama yine de iki evin masrafları ekonomik sıkıntıya sebep
olmaktadır.Zuhal Hanımın işi Ankara’ya naklettirilir. Aynı evi
paylaşmalarına rağmen
geçinemezler. İkisi de kıskançtır. Sürekli aldatıldıklarını düşünürler.
Geçimsizliği daha ileriye götürmeden boşanırlar.Süreya, üçüncü
evliliğini bir arkadaş toplantısında tanıştığı Güngör Demiray’la
1975’te yapar. Aynı yıl İstanbul Darphane ve Damga Müdürlüğüne atanır.
Güngör Hanımla da büyük bir sevgiyle başlayan birliktelik uzun sürmez.
Bir sene sonra noktalanır. Süreya’nın tutarsızlıkları, kıskançlıkları
evliliği bitirmiştir. Tartışmalardan en çok etkilenen yine oğlu
Memo’dur. Üstelik Memo aşırı kilolu, hastalıklı bir çocuktur.Darphane
Müdürlüğünde devlete büyük hizmetlerde bulunur. Ama Bakanlıktan gelen
baskılara dayanamaz. Darphanedeki görevinden de istifa eder. Maliye
Tetkik Kurulundaki görevine geri döner.
1976 yılında Zuhal Tekkanat’la yeniden birlikte olmaya karar verirler.
Kendisi Ankara’da, Zuhal Hanım İstanbul’da, oğulları Memo Göztepe
Pansiyonlu İlkokulundadır. Üstelik Memo derslerinde başarısız bir
çocuktur. Süreya ise iki evin geçim yükünü zar zor
kaldırabilmektedir.Zuhal Hanımla ikinci beraberliği de yürümez.
Ayrılırlar. Memo, annesinin yanında kalır. Süreya oğlunu İstanbul’da
bırakıp Ankara’ya geri döner. Teftiş yapmaya Erzincan’a
gider.Süreya’nın son eşi Birsen Sağnak’tır. Birsen Hanım, kitabevi
sahibi dört çocuklu dul bir hanımdır. Kitabevine gidiş gelişlerle
başlayan tanışma evlilikle neticelenir.Birsen Hanım, Süreya’nın
tutarsızlıklarını, iniş-çıkışlarını dizginler. Ona âdeta
anne şefkatiyle yaklaşır. Süreya gerçek anlamda aile sıcaklığını onun
yanında bulur. Düzenli bir aile hayatının yanı sıra Birsen Hanımın
oğulları ve torunları evlerini cıvıl cıvıl eder.
Süreya, 1980 yılında başmüfettişliğe terfi eder. 1982’de Maliye’deki
görevinden emekli olur. Bütün vaktini edebiyata ayırmak niyetindedir.
Ama emekli aylığı masraflarını karşılamaya yetmez. Ortadoğu İktisat
Bankasında çalışmaya başlar. Ancak, banka altı ay sonra iflas eder.
Uzun bir süre yargılanır. Sonuçta beraat eder.Birsen Hanımla
Kadıköy’deki evlerinde düzenli bir hayat yaşamaktadırlar.Sigara ve
kahve alışkanlığını bırakır. Ama alkolden uzaklaşamaz. Düzenli
hayatlarını bozan şey oğlu Memo’dur. Aşırı şişman, asosyal, uyumsuz bir
gençtir. Taşkınlıklarıyla ailede huzur bırakmaz.Cemal Süreya, ömrünün
son bir senesini oldukça sıkıntılı geçirir. Birsen Hanımla huzurlu bir
ev hayatı yaşarken Zuhal Tekkanat ve Memo onların yanına
taşınırlar. Süreya kendini içkiye verir. Memo’nun davranışları taciz ve
şiddet boyutunavarır. Süreya stres altındadır. İşkenceli günler
yaklaşık bir ay sürer. 9 Ocak 1990’da girdiği alkol komasından çıkamaz.
cemal süreya hayatı
özet
cemal süreya aşk
cemal süreya hayatı kısa cemal süreya hayatı ve eserleri
cemal süreya şiir
cemal süreya eserleri
cemal süreyya edebi kişiliği
cemal süreya aşk
cemal süreya hayatı kısa cemal süreya hayatı ve eserleri
cemal süreya şiir
cemal süreya eserleri
cemal süreyya edebi kişiliği
Hiç yorum yok: